Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi (CERD)

Mart 1966 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen ve 27 Devletin taraf olmasıyla 4 Ocak 1969 tarihinde yürürlüğe giren Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Uluslararası Sözleşmesi 2007 yılı itibariyle 173 Devlet tarafından onaylanmıştır.
Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi (CERD), Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme’nin taraf devletlerce uygulanmasını izleyen 18 bağımsız uzmandan oluşan bir organdır.
Komite üyeleri, Sözleşme’nin 8. maddesi uyarınca taraf Devletler tarafından dört yıllık bir süre için seçilirler. Eşit coğrafi dağılım, ilgili hukuki deneyim, farklı uygarlık biçimlerinin ve hukuk sistemlerinin anlaşılması ve dengeli cinsiyet temsili göz önünde bulundurulur.
Komite Cenevre’de toplanır ve yılda üç-dört-üç haftadan oluşan üç oturum düzenler.

Komite’nin İşlevleri

Sözleşmeye Uygunluğun Gözden Geçirilmesi
Taraf Devletlerin her dört yılda bir Komite’ye kapsamlı raporlar sunmaları ve aradaki iki yıllık dönemlerde de kısa güncellemeler yapmaları gerekmektedir. Bir rapor incelenmek üzere Komite’nin önüne geldiğinde, ilgili ülkenin bir temsilcisi raporu sunabilir, uzmanların sorularını yanıtlayabilir ve yaptıkları gözlemler hakkında yorumda bulunabilir. Komite’nin Genel Kurul’a sunduğu raporda bu işlemler özetlenir, öneri ve tavsiyelerde bulunulur.

Devletler Arası Şikayetler
Sözleşme’ye taraf olan tüm Devletler, CERD’in, içlerinden birinin diğerinin Sözleşme’yi uygulamadığına dair şikayetini kabul etme ve bu şikayet üzerine harekete geçme yetkisini tanımaktadır. Ancak bu usul, ilgili tarafların kullanabileceği diğer usullerin yerini almaz. Şimdiye kadar hiçbir taraf Devlet, konu başka bir şekilde çözüme kavuşturulmamışsa, bir uzlaştırma komisyonu atanmasını öngören prosedürden yararlanmamıştır.

Bireysel Başvuru Usulü
Sözleşme’nin ihlalinden mağdur olduğunu iddia eden birey ya da grupların başvurularının Komite tarafından alınması prosedürü, 10 taraf Devletin Komite’nin bu alandaki yetkisini kabul ettiklerini beyan etmeleriyle 1982 yılında yürürlüğe girmiştir. Komite bu tür başvuruları gizli bir şekilde ilgili taraf Devletin dikkatine sunar, ancak -başvurucuların onayı olmadan- ihlal iddiasında bulunan birey ya da grubun kimliğini açıklamaz. Devlet görüşlerini açıkladığında ve belki de bir çözüm önerdiğinde, Komite konuyu tartışır ve hem ilgili bireye veya gruba hem de taraf Devlete iletilen öneri ve tavsiyelerde bulunabilir. Türkiye, Bireysel Başvuru Usulünü tanımamıştır.

Genel Tavsiyeler
Komite, taraf Devletlerin daha fazla dikkat göstermesi gerektiğine inandığı ırk ayrımcılığıyla ilgili her konuda tavsiyelerde bulunur. 2024 yılı itibariyle Komite 37 genel tavsiye kararı kabul etmiştir.

Türkiye’nin Raporlama Durumu

Türkiye’nin raporlama yükümlülüğü 2003 yılından itibaren başlamıştır. Ancak Türkiye, ilk üç raporunu birleştirerek altı yıl sonra 2009 yılında vermiştir. 2011 yılında vermesi gereken rapor ise yine dört, beş ve altıncı raporlar birleştirilerek 10 Şubat 2014 tarihinde,

Türkiye’nin ve Komite’nin Nihai Gözlem Raporları

  1. Türkiye, ilk üç raporunu birleştirerek altı yıl sonra 2009 yılında vermiştir.
    Komite, 23 ve 24 Şubat 2009 tarihlerinde yapılan 1914.ve 1915. toplantılarında (CERD/C/SR.1914 ve CERD/C/SR.1915), Türkiye’nin tek bir belge olarak sunulan birleştirilmiş ilk ve üçüncü periyodik raporlarını (CERD/C/TUR/3) değerlendirmiştir. 4 Mart 2009 tarihli 1927. toplantısında (CERD/C/SR.1927) sonuç gözlemlerini kabul etmiştir.
  2. 2011 yılında vermesi gereken rapor ise yine dört, beş ve altıncı raporlar birleştirilerek 10 Şubat 2014 tarihinde Komiteye sunmuştur.
    Komite, 3 ve 4 Aralık 2015 tarihlerinde gerçekleştirdiği 2408. ve 2409. toplantılarında (bkz. CERD/C/SR.2408 ve 2409), tek bir belge halinde sunulan Türkiye’nin birleştirilmiş dördüncü ila altıncı periyodik raporlarını (CERD/C/TUR/4-6) değerlendirmiştir. 10 Aralık 2015 tarihinde düzenlenen 2418. toplantısında, sonuç gözlemlerini kabul etmiştir.
  3. Türkiye, yedi, sekiz ve dokuzuncu dönemleri kapsayan birleşik raporunu 2019 yılında vermesi gerekirken henüz bu raporu Komiteye sunmamıştır.